Zaman Geçtikçe

Yazar: A. Ersin Şenerler

        Kitaptan/

Yine böyle bir havanın, bizi yine böyle esir aldığı, 16 yıl öncesinden başlıyor benim hikayem…

O gün, rüzgârın kulak tırmalayan uğultusu, soğuğun bedenimi şimdi üşüttüğü kadar, ruhumu üşütüyordu!

O zamanki kışlar, sanki çok daha sert geçiyordu. Üç dört gün aralıksız yağan kar, köy içindeki yolları kapatıyor, köy çeşmesi de dahil, bütün sular donduğu için, hayvanlarımıza, karları eriterek elde ettiğimiz suyu içirebiliyorduk! Köyümüzün ilçeyle ve diğer köylerle olan ulaşımı birkaç günlüğüne kesiliyordu haliyle.

Bilirsin, kış vakti günler zaten kısacıktır! Akşam, göz açıp kapayıncaya kadar çöküyor. Akşamları yemekten sonra, erkekler kahveye, kadınlar da yakın komşularına oturmaya giderler.

Yaz ayları daha farklı yaşanır tabi ki köyde. Çift-çubuk işleri köylünün bütün zamanını alır. Yediden yetmişe herkesin yapacak bir işi, mutlaka olur!

Sen köy yaşamını bilir misin demeyeceğim. Bilsen de içinde olmadığın; kendini ait hissedemediğin ortamı, sana ancak tarif edebilirim dostum!

Köyde yaklaşık herkes çiftçidir. Okul saatleri dışında, çocuklar bile… Büyükler, küçükler, çocuklar, yaşlılar; hemen hepsi bir işin ucundan tutar. Akşam olurken, zaten yorgun bedenler, daha akşam yemeğini yedikten sonra fazla direnemez; uykuya yenilirler…

Önerilen